Kırılmış – J.L. Drake
- aynurunkitapligi
- 1 May 2017
- 2 dakikada okunur
Instagram: aynurunkitapligi
Kitabın Yazarı: J.L. Drake
Orijinal Adı: Broken
Seri Adı: Broken Trilogy #1
Çeviren: Başak Bekişli
Yayınevi: Aspendos Yayınları
Kitap Türü: Yetişkin, Aşk, Aksiyon
Yayınlandığı Yıl: 2016
Sayfa Sayısı: 400
Arka Kapak
“Her zaman düşebilirsin, Savannah, çünkü seni yakalayan ben olacağım.” – Logan Ben Savannah Miller. Babam New York’un Belediye Başkanı. Yirmi yedinci doğum günümden bir gün sonra, biri beni arkamdan yakaladı. Kafama çabucak bir çuval geçirildi ve bildiğim her şeyden uzağa kaçırıldım. Dövüldüm, aç bırakıldım, hayvan muamelesi gördüm ve penceresiz bir odada yaşamaya mahkûm bırakıldım. Zamanın nasıl geçtiğini anlama şansım ve onurum kalmamışken, sonunda umudumu kaybettim ve her şeyi bitirmek için kendi kendime bir söz verdim. Maalesef bu ağır işleyen bir süreç olacaktı. Sonra bir gece, seçkin bir grup asker beni kurtarmaya geldi. Beni güvenli bir yere götürdüler ve bana iki seçenek sundular:
•Onların himayesi altında kal ve kurallarına uy…
•Oradan ayrıl ve bir hafta içinde yeniden o vahşilerin eline düş.
Ben birinciyi seçtim. Bir terapistle görüşüp, çektiğim cehennem azabını irdeledikçe her şey yavaş yavaş su yüzüne çıkmaya başlıyor. Yeni arkadaşlarım ve olası bir aşkın yardımıyla, hayatımı geri almak için mücadele ediyorum ve geleceğimi sonsuza dek değiştirecek seçimler yapıyorum. Bu benim hikâyem…
Bayağı övgü dolu yorumlar okuduğum seriye sonunda başladım. Kitap hakkında kötü yorum yapacağım tek bir sebep varsa o da kitabın öyküleme diliydi. Her zaman söylüyorum Türk Roman kültürünün öyküleme dili geniş zamandır kitap orijinal dilinde şimdiki zamanla yazılmış olabilir ama neden çeviride düzeltilmez onu da anlamış değilim. Buna ses etmeyip harika diyenlerin ben pek kitap okumaktan anladıklarını düşünmüyorum açıkçası. Kitabı sevdim ama öyküleme dili kalitesini birazcık bozmuştu bana göre kitaba adapte olmam biraz güçleşti. Okudukça alışıyor insan ama yine de kitabın güzelliğine gölge düşürmüştü bana göre.
Kitap Savannah'ın esir oluşuyla başlıyor. Neden olduğunu bilmediği tehlikeli adamlar tarafından kaçırılmış ve zaman kavramını unutmuş bir şekilde işkencelerle dolu esir hayatı yaşıyordur. Savannah'ın, o insanların onu ne sebeple kaçırdığı konusunda hiç bir fikri yoktur.
Orduya hizmet veren gölgeler adlı bir topluluğun Savannah'ı kurtarması ile devam ediyor kitap. Savannah artık o hapishane hayatından kurtulmuştur ama yine de normal yaşamına adapte olamamıştır. Gölgelerin gizli ve güvenli eve getirdiğinde Savannah'a bir teklifleri vardır. Ya onların himayesi altında kalacak ve kurallara uyacak ya da oradan ayrılıp yeniden o vahşilerin eline düşecektir. Savannah hiç düşünmez ve teklifi kabul edip onlarla kalmayı kabul eder. Gün geçtikçe onu kaçıran adamların niyetlerinin ne olduğu ve arkasında kimlerin olduğu ve asıl niyetin ne olduğunu öğrendikçe Savannah'ın güvendiği insanların ona nasıl oyun oynadıkları ve ne kadar tehlike de olduğu gün yüzüne çıkar.
Öte yandan kurtarıldığı andan itibaren Logan ile yakınlaşmaları Savannah'ın bu kadar kötülük arasında içinde bulunduğu en güzel duyguydu.
Savannah karakterini sevdim güçlü ve kendinden emin bir duruşu vardı. Logan'ı söylemeye bile gerek yok sanırım onu apayrı sevdim hele ki Savannah'a olan duyguları konusunda her seferinde biraz daha aydınlanma yaşaması ve korkuları çok hoştu. York ise kitapta nefret ettiğim karakterlerin başını çekiyordu. Yazar seriye acayip kilit bir noktada virgül bırakmış ve seriye en kısa zamanda devam edeceğim, şayet Savannah ve Logan'ı neler bekliyor çok merak ediyorum. Aksiyon, gizem, aşk severlerin beğenerek okuyacağı bir seri başlangıç kitabı. Bence kaçırmayın derim. Sevgilerle...
Yorumlar