Kurtlara Söyle Eve Döndüm – Carol Rifka Brunt
- aynurunkitapligi
- 31 Oca 2017
- 2 dakikada okunur

Instagram: aynurunkitapligi
Kitabın Yazarı: Carol Rifka Brunt
Orijinal Adı: Tell The Wolves I’m Home
Çeviren: Bahar Çelik
Yayınevi: Martı Yayınları
Kitap Türü: LGBT, Dram, Aşk
Yayınlandığı Yıl: 2013
Sayfa Sayısı: 512
Arka Kapak
Aşk insanı büyütür; önce hissettirdiği tarifsiz mutluluk sonra kaybetmenin verdiği derin acıyla… Günün birinde kimselere bahsedemeyeceğiniz türde bir sevgiye kapılırsanız? En derine gömmeniz gereken ve ne kadar uğraşsanız da bir türlü peşinizi bırakmayan. Yok olup gideceğine zamanla daha da büyüyerek varlığınızı kaplayan ve sonunda ta kendiniz olup size dönüşen bir sevgiye? Her bitişin yeni başlangıçlara açılan bir kapı olduğunu hatırlatan Kurtlara Söyle Eve Döndüm, önyargıların yalnızca gerçek sevgiye boyun eğdiğinin de güzel bir kanıtı...
Birçok yerde gördüğüm ve merak ettiğim bir kitaptı ve okumaya karar vermem çok uzun sürmedi. Kurtlara Söyle Eve Döndüm LGBT temalı bir kitap. Kitaba başladım ama okumam çok ama çok uzun sürdü. Uzun sürmesinin nedeni neyle karşılaşacağımı bilmediğim için beni bayağı bir sürüncemeye soktu. Kitabı uzun vadede okumanın nedeni buydu.
Kitabı uzun sürede okusam da çok ama çok sevdim. Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen anlatımı ve kurgusu gayet iyiydi. Kitap üzerine konuşulacak çok konu var aslında ama ben kısaca özetleyeceğim.
Kitabı June'ın anlatımıyla okuyoruz. June'ın dayısı Finn başarılı bir ressamdır. Aynı zamanda eşcinseldir ve AIDS hastalığıyla mücadele etmektedir. Finn ölmeden önce June ve ablası Greta'nın bir portresini çizmek istemiş ve bunun için çalışmalara başlamıştır. Zaten kitabın ismi de o portrenin isminden geliyor. June ve Finn birbirlerine çok yakındır ve June farkında olmasa da dayısına âşıktır. Ama Finn hastalığı yüzünden hayatını kaybedince June büyük bir boşluğa düşer. June'ın ailesi Finn'in ölümünden erkek arkadaşı Toby'nin sorumlu olduğunu ve ona hastalığı onun bulaştırdığını düşünüp ondan nefret ederler ve tüm aile ondan uzak durur. Finn ölmeden önce Toby aracılığıyla June notlar ve hediyeler bırakmış, Toby'yi yanlız bırakmamasını istemiştir. June tereddüt yaşasada en çok sevdiği insanın istediği yerine getirir ve Toby'ye arkadaşlık etmeye çalışır. Toby'yi zamanla tanıdıkça Finn'i sevmesine neden olan şeylerin aslında Toby'den kaynaklı olduğunu düşünür.
Kitabın sonuna doğru çok ağladım çünkü Finn'i kitap boyunca maalesef çok fazla tanıma fırsatı yakalayamıyoruz ama Toby'i tanıdıkça geçmişini öğrendikçe ve Finn'e olan aşkına şahit oldukça Toby'yi içime sokasım geldi. Kitabın kardeşlik bağlarına, sevgiye, önyargılara değindiği birçok yer vardı. Hele Finn'in yaptığı portrede iki kız kardeşin birbirlerine olan isyanını dile getirerek oynama yapmaları birbirlerine karşı neler söylemek istediklerini gayet iyi anlatıyordu.
Ben kitabı çok sevdim ve kitaptan buruk ayrılsam da olsun Toby ve June'in arkadaşlıklarına şahit olmak her şeye değerdi. Dram yüklü bu kitabı tarzını sevenlere öneriyorum. Eminim Toby'yi çok seveceksiniz. En az Finn kadar. Sevgilerle...
Yorumlar