Grinin Elli Tonu - E. L. James
- aynurunkitapligi
- 8 Eyl 2015
- 4 dakikada okunur

Instagram: aynurunkitapligi
Kitabın Yazarı: E L James
Orijinal Adı: Fifty Shades Of Grey
Seri Adı: Elli Ton Üçlemesi#1
Çeviren: Sevinç Seyla Tezcan
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Kitap Türü: Aşk, Günümüz Aşk, Erotic Romance
Yayınlandığı Yıl: 2011
Sayfa Sayısı: 572 Arka Kapak
Edebiyat öğrencisi Ana Steele, genç girişimci Christian Grey'le röportaj yapmaya gittiğinde son derece çekici, zeki ve sinir bozucu bir adamla karşılaşır. Toy ve masum Ana, bu adama duyduğu arzu karşısında şaşkına döner ve adamın gizemli doğasına rağmen ona yakınlaşma arzusuyla yanıp tutuşur. Ana'nın güzelliğine, zekâsına ve özgür ruhuna direnemeyen Grey de onu istediğini kabul eder ancak şartları vardır…
Grey'in sıra dışı erotik istekleri karşısında şoka uğrayan ama bir yandan da heyecana kapılan Ana tereddüde düşer. Büyük başarısına rağmen çok uluslu şirketleri, uçsuz bucaksız serveti ve sevgi dolu bir ailesi vardır. Grey şehvete esir olmuş ve hükmetme hırsı olan bir adamdır. Çift, cüretkâr ve tutkulu bir fiziksel ilişkiye yelken açarken Ana, Christian'ın karanlık sırlarını ve kendi gizli arzularını keşfeder.
Arkadaşlar bu seriyi o kadar çok bekledim ki, sırf okuyup serinin devamını bekleme işkencesine katlanmamak için sıktım dişimi ve seri tamamlanana kadar okumadım. Ve nihayet seri tamamlanınca benim de bekleme işkencem sona erdi. Önce şunu söylemeliyim ki, ilk kitap serinin diğerlerine göre biraz amatörce. Yazarımızın ilk kitabı olduğu için sanırım, çünkü üçlemenin diğer kitapları gayet iyi olmuş. Sıkıldığım bir şey varsa o da kitapta sürekli “siktir” “kızardım” kelimelerini neredeyse her sayfada okumamdı. Tabi bilmeyeniniz yoktur ama kitabımız cinsellik ve BDSM içeriyor. Türkiye’deki okurların çoğunluğu BDSM içerikli kitaplarla Grinin Elli Tonu sayesinde tanıştı ama zaten böyle kitaplar mevcuttu. Bu yüzden her cinsellik ve BDSM içeren kitap, Grinin Elli Tonu ile kıyaslama içine giriyor.
Kitap hakkında bilgi vermeden önce şunu söylemek isterim. Biliyorsunuz ki üçlemenin ilk kitabı film oldu. Aman ha diyeyim o kadar vasat yapmışlar ki filmi, herkese tavsiyem şu oluyor sakın kitabı okumadan filmi izlemeyin. Çünkü filme bakıp çok kötü deyip kendinizi kitaptan mahrum bırakmanızı istemem. Örnek vermek gerekirse kitaptaki Ana Steele karakteri baskın, inatçı Christian Grey gibi dediğim dedik adama kök söktürüyor, ama filmde kıza hiçbir özelliği yansıtmamışlar. Filmdeki Ana aptal bir kız gibi yansıtılmış. Zaten oyuncuları da beğenmedim. Bunu söylemezsem ölürüm. Kitabı okurken Christian Grey’e âşık olan kızlardan biriyim. Gelelim kitaba.
Ana Edebiyat öğrencisi genç bir kız. Christian Grey ise 4 yaşında evlatlık verilmiş, sorunlu bir çocukluk yaşamış ve bu çocukluğu tüm yaşamını etkilemiş, genç yaşta çok başarı elde edip zengin olmuş bir CEO. Ev arkadaşı okul dergisi için Christian Grey ile röportaj yapacakken hastalandığı için bu görevi Ana’ya veriyor. Ana, Bay Grey’in ofisine girerken kapıyı açar açmaz yere kapaklanması ile başlıyor her şey. Röportajın sonlarına doğru Bay Grey, Ana’ya sorduğu sorularla onunla ilgilendiğini belli ediyor. Ana havadaki etkileşimden o kadar rahatsız ki biran önce kaçıp kurtulmak istiyor.
Ana okul haricinde partime çalıştığı kendin yap mağazasında hiç beklemediği anda tekrar karşılaşıyorlar Christian ile. Tabi anlıyoruz ki bu karşılaşma tesadüfi değil. Karşılaşma esnasında Ana röportajın yayını için fotoğrafının gerekli olduğunu söylediğinde Christian ona ertesi gün fotoğraf çekimi yapmasının sorun olmadığını söylüyor. Fotoğraf çekimi sonrasında Ana ile kahve içmek üzere çıkıyorlar. Geri dönüp Ana’yı arabasının olduğu otelin önüne bırakırken yoldan gelen bir bisikletlinin Ana’ya çarpma olasılığından kurtarıp Ana’yı kendine çekmesi ve bu yakınlaşma Ana’yı mahvediyor. Ama Christian etkilediği kızı öylece bırakıp ona göre olmadığını, ondan uzak durması gerektiğini söylüyor ama ne yapıp ne ediyor ve birbirlerinden ayrı kalamayıp tekrar karşılaşıyorlar.
Ana, Christian’ın evine davet etmesiyle her şeyi öğreniyor. Christian ile birlikte olması için bir anlaşma imzalaması gerekiyor fakat Ana bunun için düşünmek istediğini söylüyor. Ve o geceden sonra ilişkileri başlıyor. Tabi burada çok ayrıntıya girmek istemiyorum çünkü kitabı okumamış olup okuyacak olanlar için büyüsü kaçmasın, çünkü hem Ana’nın öğrendiği hem Christian’ın öğrendiği şeyler ağzımızı açık bırakıyor. Christian’ın Ana’ya yaptığı sürprizler ile kitap devam ediyor ilişkileri “Araba, Blackberry, Notebook” gibi. Christian kontrol manyağı, dediğim dedik, sözünü dinletmekten hoşlanan adamın teki. Ama Ana da en çok hoşuma giden özellik hiçbir şekilde bunlara boyun eğmiyor, e tabi Christian deli olmuyor mu oluyor. Ve Christian’ın bitmek bilmez fantezileri, Ana’nın doyumsuzluğu. Kız resmen doyumsuz olup çıkıyor. Tabi Ana’nın sürekli başkaldırması, Christian’ı deli etmesi, sürekli ceza almasına neden oluyor. Sürekli poposuna şaplak yiyor ama yine de vazgeçmiyor. Ana artık bu duruma katlanamıyor çünkü sürekli kendine acı vermesini anlayamıyor ve bir insanın bundan sürekli nasıl zevk alabileceğini sorguluyor ama Christian buna ihtiyacı olduğunu yineliyor her defasında. Ana artık en kötüsünü görmek istiyor ve Christian’ın ona uygulayacağı en kötü şiddet ile başa çıkamayıp evi terk ediyor. Evi terk etmeden önce de Christian’a âşık olduğunu söylüyor ama adamımız bunu kabul etmiyor çünkü Ana ona göre çok saf, temiz ve ona layık olmadığını düşünüyor. Ve tabi Ana normal bir ilişki istediğini söylüyor ama Christian ben buyum başka türlüsü olmaz diye itiraz edince Ana da bende senin istediğin kişi olamam diye evi terk ediyor. Tabi arkasında yıkık, dökük bir adam bıraktığından habersiz.
Bu arada Christian’ın bu şekilde bir yapı ruh halinin olmasının sebebini yazarımızın bize ara ara geçmişten sunduğu kesitler ile öğrenmeye başlıyoruz. Christian’ın tahammül edemediği şeylerin nedeni bu şekilde ortaya çıkıyor, özellikle kendisine dokunulmasına tahammül edememesine.
Üçlemenin diğer kitaplarını da yorumlayacağım. Ama hepsini yorumlarken söyleyeceğim gibi şunu da söylemek isterim. Eğer alışılmışın dışında bir aşk kitabı okumak istiyorsanız, içinde normalden farklı ve aykırı isteklerle arzuları barındıran Elli Ton Üçlemesini kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Yorumlar