Oyunbaz - Wulf Dorn
- aynurunkitapligi
- 2 Eki 2015
- 2 dakikada okunur

Instagram : aynurunkitapligi
Kitabın Yazarı: Wulf Dorn
Orijinal Adı: Dunkler Wahn
Çeviren: Regaip Minareci
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Kitap Türü: Psikolojik, Gerilim, Korku
Yayınlandığı Yıl: 2014
Sayfa Sayısı: 384
Arka Kapak
Hep seni düşünüyorum, yakında sen de beni aklından çıkaramayacaksın… Psikiyatr Jan Forstner bir gün beklenmedik bir anda, kimden geldiği belli olmayan güller alır. İlk başta güllerin, kitabını okuyan bir hayranından geldiğini düşünen Jan bir süre sonra kasabadaki korkunç cinayetler ile evinin kapısına bırakılan imzasız mektuplar ve hediyeler arasında bir bağlantı kurar. Ona sırılsıklam âşık olduğunu itiraf eden, hiç tanımadığı bir kadından telefon aldığında da her an takip edildiğinin farkına varır. Ve en kötüsü, bu kadını durdurmanın hiçbir yolu yoktur…
Şunu söylemeliyim ki kitap beni çok ürküttü, hele ki olay örgüsü çözülürken gece okuyordum ve korkudan yattığım yere mıhlanıp kalkamamıştım. Yazar psikolojik-gerilime bir de korku eklemiş, türünün anasını ağlatmış. Hepsi bir arada olunca okurken bayağı adrenalin salgıladım. Wulf Dorn kesinlikle çok iyi iş çıkarmış. Kitabı çok beğendiğimi söylemeliyim. Her sayfası ayrı bir gizem taşıyordu. Kitaba gelirsek;
Psikiyatr Jan Forstner beklemediği bir anda kimden geldiği belli olmayan güller alır. Aynı gün içerisinde ofisini arayan bir gazeteci, ondan bir konu hakkında psikiyatr olarak görüşünü almak istediğini söyler ve buluşmak için randevu ayarlar. Fakat Jan Forstner randevuya gelmeyen gazetecinin öldürüldüğünü öğrenir. Katilin kadın olduğu dışında hiçbir şey çözülmemiştir. Öldürülme sebebinin kendisi ile görüşülmek istenen konuyla ilgili olduğundan şüphe eder ve araştırmaya koyulur.
Aynı zamanda Fahlenberg kilisesi papazı, günah çıkarma seansında kabine giren bir kadının birisini öldürdüğünü ve tanrıdan bağışlanmak istediğini öğrenir. Kadının karışık psikolojisinden tehlikeli biri olduğunu ve başkalarının da hayatının tehlikede olduğunu anlar. Fakat yemin çıkarma gizliliği olduğu için bu durumdan kimseye söz edemez ve bu günahın yükü onu günden güne mahveder.
Jan Forstner ilerleyen günlerde isimsiz zarflarda çizilmiş resimler alır. Resimleri yorumlattığında karşısında kendine âşık ve son derece tehlikeli bir kadın olduğunu öğrenir ve paranoyak bir şekilde çevresinde bulunan her kadından şüphe eder.
“İnan bana, ne kadar canın yansa da bu acı için bana minnet duyacaksın. Hatta daha da farklı şeyler hissedeceksin. Yaptıklarım için beni seveceksin. Benim seni şimdiden sevdiğim gibi. Üstelik senin benden haberin bile yokken seviyorum seni. Daima seni düşünüyorum. Yakında sen de beni aklından çıkaramayacaksın.”
Saplantılı kadından aldığı telefonların devam etmesiyle işler daha da çözülemez hal alır. Jan’a ilgi duyan bir meslektaşının geçirdiği vahim kaza sonucunda, bu kadının kendi ve çevresindeki insanlar için tehdit oluşturduğunu anlar. Durumdan eyalet polisine haber verilince işin peşine düşerler ve öğrendikleri gerçekler Jan ve herkesi şok eder.
“ACIN NE KADAR UZUN SÜRERSE BENİ O KADAR ÇOK HATIRLAYACAKSIN.”
Yazar örgüyü çözmek için kendi kendime ettiğim tahminlerin hepsini yerle bir edince vay be dedirtti. Emin olun kitabın sonunda olay örgüsü çözülünce sizi öyle bir ters köşe etmiş oluyor ki yazar hiç aklınızda olmayacak kişiyi buluyorsunuz ve yazar “nasıl yani” dedirtiyor. Psikolojik-gerilim seviyorsanız eğer, yazarın içine korkuyu da harmanladığı bu romanı şiddet ile tavsiye ediyorum. Okuyun ve “ne psikopatlar varmış” deyin. Türünün en iyi kitaplarından, mutlaka okuyun!
Yorumlar