Emanet Gelin – Şehnaz Gülşen
- aynurunkitapligi
- 16 Ağu 2015
- 3 dakikada okunur

Instagram : aynurunkitapligi Kitabın Yazarı: Şehnaz-Gülşen Haşimoğlu
Orijinal Adı: Emanet Gelin
Yayınevi: Dokuz Yayınları
Kitap Türü: Aşk, Günümüz Aşk
Yayınlandığı Yıl: 2015
Sayfa Sayısı: 445
Arka Kapak
İstanbul'un arsız Erkut'u, Mardin'in Barzan Ağa'sı… Yaşadığı iki hayatı da parmağında çevirebilen Zalim Hezeroğlu. Yaşadığı bu iki hayat, nihayetinde başına bela olmuştu. Belası da emanet bir gelindi. Güzel, uysal, günahkâr; Berçem Dağdelen.
Kimsesiz Berçem, düğün günü kocasının ölümüyle kayınbiraderiyle evlendirilmiş ve böylece bir darbe daha almıştı. Nelerle karşılaşacağını bilmeyen Berçem nasıl bir hayat yaşayacağından habersizce koparılmıştı doğduğu topraklardan. Hayat ona zehir olacaktı. Bir günah keçisiydi o. Emanet edildiği zalim adamın ellerinde, işkence altında bir ömür geçirecekti.
Kocasının sevdiği kadınla aynı evde nefes alabilecek miydi? Hayatı darmaduman olan Barzan, bir yanda sevdiği kadın, diğer yanda emanet karısıyla vereceği savaştan galip çıkabilecek miydi?
Sıkı bir Wattpad takipçisiyim ve orada başarı elde etmiş çiçeği burnunda yazarlara destek veriyorum, vereceğim de. Bu kitabı ve Wattpadda yayınlamaya devam ettikleri kitapları iki kız kardeş yazıyor aslında. Şehnaz-Gülşen kardeşleri keşfetmem Wattpaddaki “Kuma” kitabı ile oldu. O kadar etkiledi ki beni, tabi bir de kızların anlatımı çok iyi. Doğu kültürünü o kadar güzel anlatıyorlar ki. Bu arada Kuma da kitap oluyor diye müjdesini verdi kızlar. Sanırım bundan sonrada bölüm paylaşmayacak kitabın çıkmasını bekleyeceğim artık. Neyse baktım kızlar çok iyi, yeni çıkmış kitapları da var hemen alayım okuyayım. Emanet Gelin, Wattpadda bölümlerin yüklemeye devem edilen kitapları Kuma ve Berdel de olduğu gibi ağır bir Doğu kültürü hâkim değil.
Kitaba başladığımda elimden bırakamadım hele ki kitabın ortalarına doğru gözyaşlarım durmadı. Berçem’in yaşadıkları beni çok etkiledi. Kitap o kadar akıcı ve güzel gitti ki dediğim gibi elimden bitene kadar düşürmedim. Ama sonunda yazarımız beni o kadar büyük hayal kırıklığına uğrattı ki anlatamam. Kitabın sonunda yazarımız kitabın ikincisi geleceğinin haberini veriyor ama kitap sonu o kadar havada kalıyor ki ne oluyor ne bitiyor bir şeye anlam veremiyorsunuz. Tamam, kitabın ikincisi geliyor devam edecek anlıyoruz ama keşke kitabın sonu daha güzel ve anlamlı bitseymiş. İnşallah kitaplaşacak olacak Kuma’nın sonu da böyle olmaz. Neyse kitaptan bahsedeyim biraz.
Berçem, Hezeroğlu ailesi tarafından sahiplenilmiş ve aileden kabul edilen bir kız. Evin en büyük oğlu Civan’ın sevdalanması üzerine evleniyorlar fakat Civan düğün günü öldürüldüğü için töreler gereği Civan’ın kardeşi Barzan ile evlenmek zorunda kalıyor. Barzan genç yaşta İstanbul’da yaşamaya başlamış, okumuş ve kendi işini kurmuş Barzan olarak değil Erkut olarak tanınıyor, aynı zamanda âşık olduğu bir kadın var. Düğünden sonra ailesiyle tanıştıracakken Berçem ile evlendiriliyor.
Barzan, Berçem’i kolundan tuttuğu gibi İstanbul’a getiriyor, olaylar tabi bundan sonra başlıyor. Kıza yapmadığı eziyet kalmıyor yüzünü görmek istemiyor, aynı masada oturup yemek dahi yemiyor. Bu arada karısı evdeyken sevgilisi ile aynı evi paylaşmaktan da geri kalmıyor. Berçem zaten kocasını kaybetmenin keder ve üzüntüsünü yaşarken bir de Barzan’ın eziyet ve hor görmeleri ile mücadele etmek zorunda kalıyor ve hayat artık onun için yaşanmaz hale geliyor. Tabi bir de Azra karakterimiz var. Barzan, Azra’yı ikna edip yakın zamanda Berçem’den boşanıp onunla evleneceği sözünü veriyor.
Berçem karakterini o kadar güzel işlemiş ki yazarlarımız öyle her şeye sinip oturan bir kız değil. Kendini kesinlikle ezdirmiyor, Barzan’ı çıldırtmaları da cabası. Kitabın başlarında Barzan ağanın her acımasızlığını okuduğumda gün gelecek Berçem için deli olacaksın diye avutuyordum kendimi ve kesinlikle yanılmadım. Çünkü Barzan’ın babası öyle güzel cezasını veriyor ki, Barzan sonra Berçem’in arkasından yandım Allah yandım oluyor. Tabi biz Barzan’a oh çekmiyor muyuz? Çekiyoruz. Kitabın sonlarına doğru o kadar güzel bir aşık oluyor ki Barzan, okuyuculara başta yaptıkları yüzünden hemen affettiriyor kendini.
Yazarlarımızın yalın dili, akıcılığı o kadar güzel ki kitap bir solukta bitiyor. Töre ve Doğu hikâyeleri pek ilgi çekmese de bu kitap bizim TV’lerden bildiğimiz saçma sapan Doğu dizileri ile alakası yok. Sonu azıcık havada kalmış olsa da kesinlikle okumanızı tavsiye edeceğim bir kitap. Eminim ikinci kitapta havada kalan kısmı telafi edeceklerdir. Genç yazar arkadaşlarımızı tebrik ediyor ve destekliyoruz. Yolları açık olsun. Gelecek kitaplarını da sabırsızlıkla bekliyorum.
Yorumlar