Piruze ve Oğulları – Sinan Akyüz
- aynurunkitapligi
- 16 Haz 2016
- 2 dakikada okunur

Instagram: aynurunkitapligi
Kitabın Yazarı: Sinan Akyüz
Seri Adı: Piruze, Şam’da Bir Türk Gelini#2
Yayınevi: Alfa
Kitap Türü: Dram
Yayınlandığı Yıl: 2014
Sayfa Sayısı: 414
Arka Kapak
Bu hayatta her şeyin bir bedeli vardı. Büyük sevdaların bedeli büyük acılardı, büyük hırsların bedeli büyük kayıplardı, büyük umutların bedeli yalnızlık dolu uzun yıllardı. Ama her şeyden önemlisi masumiyetin de bedeli ağırdı, zalimliğinde…
Derlermiş ki, bazı hayatlar zaman içinde bağlıdır birbirine. Çağlar içinde yankı bulan, eski bir çareyle zincirlidir ötekine.
Bazı hikâyeler sadece onu anlatabilecek olanların başından geçer. Fakat pek azımız bunu yaşarken bilebilir. Yaşadığı acı gerçeklerden kurtulmak için Şamlı bir kocanın elinden Türkiye'ye kaçan Piruze için bir anda karanlığın en koyu noktasında bir ışık yükselmeye başlar, Amer!… Oğlu Amer’i görmek, sarılmak, kokusunu içine çekmek… Sonra İmad… Daha sonra da Rami… Onca hasretle geçen hüzünlü yılların ardından Piruze için belki de hiç uyanmak istemeyeceği tatlı bir rüya başlıyordu.
Piruze’nin Şam’da yaşadıklarını Piruze Şam’da Bir Türk Gelini kitabında öğrenmiştik. İhanete uğrayışı, şiddet görüşü ve daha niceleri… En sonunda tüm bunlara dayanamayıp oğullarını ardında bırakmak zorunda kalıp Türkiye’ye kaçmış, yirmi yılı aşkım bir süre sonra kitap oğlu Amer ile karşılaşmasıyla bitiyordu.
Piruze ve Oğulları o kadar hasret dolu bir kitap ki Piruze’nin oğullarına kavuşmak için neleri göze aldığı, kaçarcasına ayrıldığı ülkeye oğullarını bir kere görme umuduyla defalarca gidip her seferinde karşılaştığı hüsran ve vahşilik Piruze’nin ne kadar zor günler geçirdiğini gösteriyordu. Piruze, büyük oğlu Amer ile karşılaştıktan sonra oğluna anlattıkları aslında yıllarca suçlu bildikleri annelerini aklamaya yeterdi.
Wassim, Piruze’nin kaçışından sonra ancak onu kaybettiğinde kıymetini anlamıştır Piruze’nin. Yaptıklarının pişmanlığını ömrü boyunca taşımış ve kanayan kalbini bir gün bile saramamıştır. Piruze’nin gidişinden sonra bir türlü toparlanamayan Wassim tövbe etmiş ve başka bir kadına dahi bakmamıştır. Kendini tamamen oğullarına adayan Wassim iş güçten elini ayağını çektiğinden tüm mal varlığını kaybetmiş, oğullarıyla beraber sefalet bir hayata mahkûm kalmıştır.
Amer ve kardeşleri annesiyle alakalı tüm gerçekleri öğrendikten sonra babalarıyla yüzleşmekten geç kalmamışlardır. Kitabın sonunda Wassim’in bir gün bile Piruze’yi unutmadığını görmek kitabın bana göre en yürek burkan kısmıydı. İnsanı kaybettikten sonra kıymet vermemin bence hiçbir anlamı yoktur. Wassim’in yaşadığı bence buna en büyük örnek.
Kitabı ilki kadar beğendim. Piruze’nin annelik hasreti yürek yakan cinstendi. Zaten ilk kitabı okuyanlar ikinci kitabı okumadan yapamayacağınızı düşünüyorum. Bitmemiş bir hikâyeyi yarım bırakmak istemezsiniz değil mi? Emin olun ilk kitap kadar çok seveceksiniz. Keyifli okumalar. Sevgiler.
Yorumlar