Eksik Parça – Michelle Hodkin
- aynurunkitapligi
- 12 Oca 2016
- 3 dakikada okunur

Instagram : aynurunkitapligi
Kitabın Yazarı: Michelle Hodkin
Orijinal Adı: Unbecoming Of Mara Dyer
Seri Adı: Mara Dyer#1
Çeviren: Dilan Toplu
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Kitap Türü: Gerilim, Gizem, Paranormal
Yayınlandığı Yıl: 2014
Sayfa Sayısı: 424
Arka Kapak
Bir gün uyandığında son birkaç gününü
hatırlamadığını düşün…
Mucizevi bir şekilde kurtulduğun kazada
tüm arkadaşlarını kaybettiğini,
Ailenin yeni bir sayfa açmak için taşınmak
zorunda kaldığını,
Kendi geçmişinle ilgili senden daha fazlasını bilen
bir çocukla tanıştığını,
Tüm yaşadıklarından sonra yeniden âşık olduğunu
Gerçek olması imkânsız halüsinasyonlar gördüğünü,
Aklını kaçırdığından endişelenmeye başladığını düşün.
Ne yapardın?
Mara Dyer işte bu sorunun cevabını
öğrenmek üzere…
Paranormal konulu kitapları çok sevmesem de Eksik Parça’yı çok beğendiğimi söylemeliyim. Kitap internette çok övgü almıştı ve bende ertelemelerime rağmen bugün serinin ilk kitabını bitirmiş bulunmaktayım. Kitabın dili çok sade ve anlaşılırdı, resmen su gibi aktı gitti. Mara çok renkli ve güçlü bir karakterdi. Okurken çok eğlendim. Kitaba gelirsek;
Kitap Mara’nın en yakın arkadaşı Rachel’in doğum günü ile başlıyor. Rachel’e gelen bir Ouija (Bedensiz varlıklarla iletişim kurmaya yaradığı iddia edilen bir metafizik gerecin adıymış bende ilk defa duydum.) tahtası ile başlıyor yani ruh çağırma tahtası gibi bir şey aslını sorarsanız bu konuyu pek bir anlayamamıştım. Daha sonra tahtayı kullanarak ruhlar ile iletişime geçmeye çalışıyorlar. Rachel’in ne zaman öleceğim sorusuna tahtanın Mara yanıtı biraz garipti aslında ama ilk başta bağlantıyı kuramasam da kitabın sonlarına doğru o tahtanın neden böyle bir cevap verdiğini çok iyi anladım.
Bu olaydan altı ay sonra Mara gözlerini bir hastane odasında açıyor. Neler olduğunu pek de anlayamıyor aslında çünkü Mara son 3 günü hafızasından silinmiştir. Eski ve terkedilmiş bir hastanenin çöken enkazından hiçbir hasar almadan çıkan Mara, hem erkek arkadaşını hem de en yakın iki arkadaşını enkaz altında kaybeder. Mara ne yapsa ne etse o son üç gününü kesinlikle hatırlayamaz. Ailesi yaşadıklarından dolayı Mara’nın ruh sağlığı için başka bir şehre taşınırlar. Mara’nın arkadaşlarını gördüğü kâbuslar ve halüsinasyonlar psikolojisini biraz zorlar ama yine de belli etmez, fakat aklını oynatmanın eşiğindedir. Yaşadıkları olağandışı olduğu için hiç kimsenin inanmayacağı içinde kimseye söyleyemez. Okulun ilk gününde okulun en popüler ve kızların hayran olduğu Noah ile karşılaşır. (Bir kerede okulun en silik kişiliğini konu alsalar dişimi kırardım.)Noah onu biraz tedirgin etse de ona karşı çekilmiyor da değil.
Yaşadıkları Mara’yı zorlasa da yeni okuluna ve hayatına kolayca adapte olur. Sürekli uzak durmaya çalışmalarına rağmen Noah’ın ısrarla ona yakınlaşma çabalarının sonunda artık duygularına çok fazla engel olamaz. Bu arada Noah’a hayran mı olayım yoksa o paspal haline sinir mi olayım henüz karar vermiş değilim.
Mara’nın zamanla gördüğü kâbuslarda yıkılan hastaneyi o gün yaşananları yavaş yavaş çözmeye başlar. Mara kendiyle alakalı hiçbir şeyin farkında değilken Noah’ın Mara’nın hayatıyla alakalı Mara’da daha çok şey biliyor olması beni biraz şok etmedi değil. Noah, Mara’nın yaşadığı gelgitleri psikolojik durumlarının farkındadır ama Mara bunu kendi çözmeden Mara’ya bundan bahsetmez. Aslında Mara ve Noah’ın bir araya gelmesinin sebebi ve ikisinin akıl almaz içgüdüleri ve güçleri sebep oluyor. Ve olay örgüsü bundan sonra çorap söküğü gibi geliyor.
Kitap ilk başlarda başlı başına bir muammaydı. Olay örgüsünü bir türlü kavrayamıyordum resmen kitap zihnimde bir düğüm olmuştu. Ama yazar verdiği ipuçlarıyla o düğümü birer birer açmamı ve hayrete düşmemi sağladı. Böyle bir devamı bekliyor muydum? Kesinlikle beklemiyordum. Kitap beni ürkütmedi değil. Ürküttüğü kadar da eğlendirdi. İkinci kitap kitaplığımda ama hemen okumak istemiyorum. Biraz daha merak etmek istiyorum. Mara’nın arkadaşlarını kaybettiği o eski hastane de yaşadıkları ile alakalı gerçekleri öğrendikten sonra ve kitabın sonunda Mara’nın karşılaştığı şey kitabı resmen müthiş bir kilitle bitirdi. Ve Mara’nın bana verdiği en önemli mesaj bir şeyi düşünmenin değil istemenin olduracağını çok güzel gösterdi. Kitabın türüyle alakalı beklentim düşüktü ama kitaba haksızlık ettiğimi düşünüyorum. Henüz Mara ile tanışmadıysanız bence çok düşünmeyin derim. Sevgiler.
Yorumlar